Odanızdayken boş boş tavana bakıp durdunuz mu hiç? Bu aralar bende çok sık oluyor bu. Amaçsızca düşünüyorum. Neyi düşündüğümü de unutuyorum çoğu zaman. Saçma sapan anlamsız şeyler. Bir süre öyle duruyorum, sonra kendi kendime kararlar aldığımı sanıp bir anda vazgeçiyorum bu saçma hareketlerden. Her şeyi anlamlı yapmak zorunda hissediyorum ama aynı zamanda buna karşıyım biliyorsunuz. Yani yine çelişkiler içinde kavanozun içinde kıpırdayıp duruyorum. Aslında kendimi yenilemeyi, yeni şeyler yapmayı çok severim. Bazen ruh halim hiçbir şeye izin vermiyor. Ben ruh halimle devamlı kavga ediyorum. Çoğu zaman birbirimizin sesini duymuyoruz bile. O söylüyor aynı anda ben de söylüyorum. Ne geçiyor elimize. Kocaman bir yorgunluk. Yorgunluktan sonra savaştan çıkmış gibi oluyorum. Yorgunluktan sonra diyorum ama hemen geçmiyor. Birkaç gün beni esir alıyor yorgunluk ve inat ediyor. Bırakmıyor beni. Ben de bırakması için çaba göstermiyorum. Öyle ya, suçu kendimde aramayı öğrenmem gerek. Ben izi