Ana içeriğe atla

Kavanozun İçinde - Bölüm 4

  

Günlük yazma


 Odanızdayken boş boş tavana bakıp durdunuz mu hiç? Bu aralar bende çok sık oluyor bu. Amaçsızca düşünüyorum. Neyi düşündüğümü de unutuyorum çoğu zaman. Saçma sapan anlamsız şeyler. Bir süre öyle duruyorum, sonra kendi kendime kararlar aldığımı sanıp bir anda vazgeçiyorum bu saçma hareketlerden. Her şeyi anlamlı yapmak zorunda hissediyorum ama aynı zamanda buna karşıyım biliyorsunuz. Yani yine çelişkiler içinde kavanozun içinde kıpırdayıp duruyorum. 

   Aslında kendimi yenilemeyi, yeni şeyler yapmayı çok severim. Bazen ruh halim hiçbir şeye izin vermiyor. Ben ruh halimle devamlı kavga ediyorum. Çoğu zaman birbirimizin sesini duymuyoruz bile. O söylüyor aynı anda ben de söylüyorum. Ne geçiyor elimize. Kocaman bir yorgunluk. Yorgunluktan sonra savaştan çıkmış gibi oluyorum. Yorgunluktan sonra diyorum ama hemen geçmiyor. Birkaç gün beni esir alıyor yorgunluk ve inat ediyor. Bırakmıyor beni. Ben de bırakması için çaba göstermiyorum. Öyle ya, suçu kendimde aramayı öğrenmem gerek. Ben izin vermesem olur mu bunlar? Tabii ki olmaz. O zaman niye böyle yapıyorum değil mi? Ben de bilmiyorum inanın. Yine cevapsız sorularımdan biri. Cevapsız soruları seviyorum sanırım, eğlenceli gelmeye başladı. Oyun gibi. Şimdi bu oyunu seviyorum ama labirentte ne zaman kaybolacağımı da merak etmiyor değilim. 

   Yapmak istediğim çok şey var. Bazen o kadar büyük düşüncelere dalıyorum ki, o düşünceler beni kontrol etmeye başlıyor. Hep derler ya ''büyük düşünün.''  Ben bu cümleyi yanlış mı anlıyorum acaba? Hayır hiç sanmıyorum. Belki de öyle sanmalıyım. Gördünüz mü? Beynim yine kelimelerle oynayıp benimle dalga geçiyor. Bugün istediği kadar dalga geçebilir, umursamayacağım. Ne hissettiğimi biliyorum, bu benim için önemli. Gerçi bazen hislerim de karışıyor ama alıştım ben onların karışmasına. 

   Biliyor musunuz? Kavanoz evim gibi oldu. İçine birkaç eşya mı yerleştirsem. Küçük, bana iyi gelen birkaç şey olabilir. Mesela elinde elma şekeri tutan minik oyuncak bebek biblo. Elma şekerini çok severim. Siz de sever misiniz? Belki sizi bir gün o bebekle tanıştırırım. Şimdi değil, daha sonra. Kavanozun içindeki dünyamı size yavaş yavaş tanıtmak istiyorum. Burası benim gezegenim. Bu gezegende canım ne isterse onu yapacağım. 

  Aslında bugün daha çok şey yazmak istiyordum ama birdenbire o isteğim kayboldu. Kavanozumun içinde yalnız kalmam ve uzaklaşmam gerek. Çok ara vererek yazdığımı biliyorum ama şu an çok sık yazacak kadar iyi hissetmiyorum. Kavanozumun kapağı hala açık, kapağı kapatmaya niyetim yok. Yanıma karadutlu kurabiyelerden aldım. Kurabiyelerin tadını çıkarmam gerek. 

 Yine sayfanın sonuna iki tane yüz çizdim. Günlük, Bölüm 4 yazdım. Defterin kapağını kapattım ve yine açık olan penceremde dışarıya baktım. Sonra yine odadan çıkmak üzere adımımı attım...


🎈Günlüğün üçüncü bölümünü okumak isterseniz tıklayabilirsiniz😊

     🎈Devam edecek😊

         🎈Görseli yapay zekayla oluşturdum😊


Yorumlar

  1. Seri devam ediyor ne güzel. Tavana bakamam sanırım, uzandığım gibi uykum geliyor. :)) Ben de çok karar alır, pek uygulamam. Gün içinde başka şeylere dalıp gidiyorum. Sanırım hevesimiz kaçıyor bir şekilde. Tatlı bir yazı olmuş, iyi ki yazıyorsun. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 Bazı kararları alıyoruz ama uygulamaya gelince sanırım hepimiz bir yerde duruyoruz. Bazı zamanlar için dediğine katılıyorum canım, hevesimiz kaçıyor arada. Beğenmene çok sevindim, böyle güzel şeyler duyunca çok mutlu oluyorum😊

      Sil
  2. Sevgili Balkabağı Perisi, çoğu zaman beynimizin bize oynadığı karmakarışık düşüncelerin esiri olduğumuzda, elimiz ayağımız birbirine dolanır. Hisler durma noktasına gelir. Sizin de dediğiniz gibi umursamamak en iyisi. :)
    Kavanoz küçüktür ama aksine gezegen de çok büyüktür. Siz o gezegeni kavanoza sığdırarak hayallerin bir o kadar da yüce olduğu hissini ortaya çıkarıyorsunuz. Hayallerinizin gerçekleşmesini diliyorum. Ve size afiyet olsun. Karadutlu kurabiyeyi aklıma getirdiniz ya, karadut evde olsaydı kesin yapardım. :)
    Kavanozdaki gezegeninizin devamını da keyifle, hevesle okuyacağım. Kıymetli paylaşımınıza teşekkür ediyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumunuz için çok teşekkür ederim😊 Düşüncelere esir olmak insanı mahvediyor. Dediğinize kesinlikle katılıyorum, hisler durma noktasına geliyor🙃
      Kavanozun içine koca bir gezegen sığdırmaya çalışıyorum😊
      Karadutu çok severim, dondurması da harika olur😊
      Beğenmenize çok mutlu oldum😊

      Sil
  3. Özellikle de ikinci paragrafı çok sevdim. İçerik bir yana dil olarak da anlatımınız her bölümde gelişiyor, bunu söylemek isterim. Bunun dışında karakter tanıdık bir yerden. Bence boş boş tavanı izlemeyen yoktur, varsa da... bence tavanı izlemek etkili bir kişisel terapi yöntemi :) En azından ben çok izlemişimdir, sonra yıldızlara geçtim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 Beğenmene gerçekten çok mutlu oldum😊 Karakterden bir parça hepimizin içinde var bence. Tavanı izlemek iyi mi? Bilmiyorum tabii ama biraz rahatlattığı kesin, gerçi o rahatlama bazen çok sıkıcı da gelebiliyor. Yıldızlara geçmek en güzeli kesinlikle😊

      Sil
  4. Bu şirin hikayenin devamı için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  5. yaşarken bir çok cevapsız sorunun içinde bulabiliyoruz kendimizi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 Evet birçok cevapsız sorumuz oluyor

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DokuzDolambaç

                                   Öykü okumayı sever misiniz?                İçinde öyküler olan çok güzel bir kitap😊📙                       Kitap Perisi'nin Sevdiği Alıntılar 😊        😊 ''Arabanın bu kadar eski püskü olacağı aklıma gelmemişti. Bir saatlik yol demişlerdi ama yolun bundan çok daha uzun süreceğini arabayı görür görmez anlamıştım.''        😊''Kokusuz, duru ve taze bir hava  vardı, aydınlıktı. Güneş sevecendi. Belki bir esinti bile vardı. Yeşil yapraklar görülebiliyordu çevrede.''         😊''Yüzünü bir bana, bir denize dönerek konuşuyor. Kendimi onun yerine koyuyorum. Ben oyum ama aynanın karşısında kendime bakıyorum bir yabancı olarak.''         😊''Düşüncelerinde ölümün hiç yeri olmamıştı. Gençti. Öyle olsa bile, yani ölebilirse bile, sihirbazlık yapamamaktansa yaşamayı tercih edeceğini düşündü.''         😊''Yazılar sağa sola kaçışmayı bıraktılar ama onları çözemedim. Onlar kendi kendile

Mutluluk Kavanozu

           Hayatınızda olan her şeyi durup düşündüğünüz olmuştur eminim birçok defa. Hepimizin hayatında farklı zorluklar var. Bazen de her şey çok kolay oluyor. Ben hayatımdaki her şey için şükrediyorum. Bunu kendime sözlü olarak çok söylüyorum. Birkaç sene önce yaptığım tatlı bir şeyden söz edeceğim size😊        Bircan Yıldırım'ın kitabını okumaya başladıktan sonra bazı şeylerin farkına vardım. Kitap sosyal medyada karşıma çıkmıştı, yorumları okuyunca da, ''bu kitabı mutlaka almam gerekiyor.'' demiştim kendi kendime. Bircan Yıldırım'ın canlı yayın yaptığında söylediklerinden biriydi mutluluk, şükür kavanozu. ''Hayatınızdaki iyi, şükrettiğiniz, olumlu şeyleri yazıp bir kavanoza atın, ne kadar mutlu olduğunuzu fark edeceksiniz.'' demişti, Benim de çok hoşuma gitmişti o zaman ve yapmaya başladım. Yazdığım şeyleri katlayıp kavanozun içine atıyordum ve hiç okumamıştım geçen haftaya kadar. Bu arada söz ettiğim kitap bana farkındalık kazandıran Hayat

Merhabaaa, Ben Balkabağı Perisi

    Yeniden buradayım. Bloğu, yazı yazmayı özledim. Bloğumu çok seviyordum ama bazen yaşanan bazı şeyler bir anlık fevri bir kararla dönüyor bana. Biraz zor zamanlar geçirdiğim için, bir anda kapattım bloğu. Ara ara böyle dönemlerim oluyor evet. Bazı şeyler düzeliyor, bazı şeylerin düzelmesi biraz zaman alıyor. Bu konu hakkında fazla konuşmak istemiyorum. Şimdi buradayım, geldimm😊 Çok heyecanlıyım. Bu yazıyı yazarken içim içime sığmıyordu. Yorumlarınızı özledim.     Yeniden yazılarımla ve sizlerle olmak iyi gelecek.  ‘’Bloğun büyülü bir havası var.’’ derdim hep. Hala aynı düşüncedeyim. Blog bana mutluluk veriyor. Kötü zamanları unutmak için burada olmak daha iyi ama bazen de içime kapanıyorum, her şeyden uzaklaşmak istiyorum.     Bu blogta sadece kitap yorumlarımı değil, genel olarak her şeyi paylaşmayı düşünüyorum. İçimden geldiği gibi aklıma geleni yazmayı düşünüyorum.     İngilizce öğrenmeye başladım. Telefonuma Duolingo programını indirdim ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi baştan baş