Ana içeriğe atla

Kavanozun İçinde- Bölüm 2

günlük yazma



    Uzun zaman oldu yazmayalı. Bir daha bu kadar ara vermemeliyim. Yazacaklarım birikiyor. Sonra unutuyorum. Bunu da yazmalıyım günlüğüme diyorum o anda. Sonra yok olup gidiyor. Beynimin içinde dans eden harfler kelimeleri oluşturduktan sonra benimle dalga geçer gibi yok oluyorlar. Evet evet yok oluyorlar. Size de oluyor mu? Bakmayın öyle. Yani sizin de kelimeleriniz kaybolup gidiyor mu? Yoksa bu sadece bana olan bir şey mi?

  Bazen birisine kızıyorum. Söyleyeceklerimi aklımda tutayım diyorum. Konuşurken o sinirle unutup gidiyorum. Birkaç saat sonra kendi kendime söyleniyorum. ''Bunu niye söylemedim?''  Söylenmenin de bir faydası yok. Ne olacak benim bu hallerim onu da bilmiyorum. Bir gün bulutların üstündeyim, mutluluktan havalara uçuyorum. Bir gün depresif bir halde, yerimden kalkmak istemiyorum. Yani sizin anlayacağınız saçmalıyorum. Aslında saçmalık da değil, psikoloji. İnsanım ben de. Her gün aynı olamam ki. Bu da çok normal. Bazen düşününce kendimi suçluyorum. 

  Her şey  bizde bitiyor. Dışarıdan gelen etkilere kendimizi kapatmayı öğrenmemiz lazım. Bu hemen öğrenilecek bir şey mi? Tabii ki değil. Bunun için bir şeyler yaşayıp bu farkındalığa ulaşmak gerek. Kendimi bir şey için zorunlu hissetmek de istemiyorum. Bu beni çok yoruyor. Bir şeyleri zorunlu olduğun için yapmak. Yapmak istemiyorum. İçimden ne gelirse onu yapmak istiyorum. 

  Günlüğe bile her gün yazmak zorunluluk gibi geliyor. Evet bu kadar ara da verilmez ama bir yandan da düşününce hissettiğim anda içimdekileri yazmam daha iyi değil mi sizce? Bu sefer de yazacaklarımı unutuyorum dedim yukarıdaki cümlelerde. Yine de her gün zorunlu olarak yapamam. Benim kişiliğim böyle değil. Yani ben canım ne zaman isterse o zaman yapacağım bir şeyi. Yarış içinde olmayı sevmem. Hırslıyımdır, ama yarış yapmak bana göre değil. 

  İyi bir insan olmak için çabalıyorum. Yanlışlarım var. Keşke bu yanlışları yapmasaydım. Yanlışlar ders almamızı sağlar değil mi? Herkes bunu söyler. Belli bir noktadan bakınca evet doğru. Ben farklı düşünüyorum. Aklımızı kullanmıyoruz. Sizin için bir şey diyemem. Kendime kızdığım çok nokta var. Bazı şeyleri yaşamamış olmayı, bazı kişileri hiç tanımamış olmayı gerçekten çok isterdim. Her şeyi yaşayıp suçu kadere atmak bana oldukça saçma ve komik geliyor. 

  Bazen sorarlar ya; ''Sihirli değneğin olsa neyi değiştirirdin kendinde?'' diye. İşte benim bu soruya cevabım çok net. Kesinlikle o pişmanlıklarımı geriye alıp hiç yaşamamış olmayı isterdim. Bazı şeyleri geç anlıyoruz. Böyle olması gerekiyor diye bir kural var. Hayır katılmıyorum, niye öyle olsun, niye öyle olması gerekiyor?  

''Sen de her şeye karşısın?'' diyorsunuz şimdi. Yani günlüğümü okusanız öyle diyeceğinizi biliyorum. Karşı değilim. Yani bilmiyorum belki de karşıyım. Sadece kuralların içinde sıkışıp kalmış gibi hissediyorum. Bu da bana göre değil. Özgürlüğüme düşkünüm. Biri bana bir şey dediği zaman yapmam. Tabii söyleme şekli benim için çok önemli. Üslup benim için önemli. Bence herkes için de önemli olmalı. Bu konu biraz karışık.

  Bu sefer yazarken pek sinirli değildim. Fark ettiniz değil mi? Sakinleştim sanırım. Yani genelde sinirliyim ama bugün sakinim. Sinirlerimin bozuk olmasının sebebi de sizsiniz. Ne kolay değil mi? Suçu başkalarının üstüne atmak. Hep yaptığımız şey. Yapmamalıyız ama yapıyoruz. Alın size bir yanlış daha. Neresinden bakarsanız bakın yanlış, hem de kocaman bir yanlış. 

  Yazarken çok soru sordum. Bazı cümlelerimde de kendimle çeliştim biliyorum. Duygu karmaşasından ne zaman çıkacağımı hiç bilmiyorum. Dediğim gibi kavanozdayım. Kavanozun içinde olmak iyi geliyor bana şimdilik. Yanıma birkaç tane çikolatalı kurabiye de alsam mı? Bence almalıyım. Ama kavanozun kapağı açık kalacak.

  Yine sayfanın sonuna iki tane yüz çizdim. Günlük, Bölüm 2 yazdım. Defterin kapağını kapattım ve yine açık olan penceremde dışarıya baktım. Sonra yine odadan çıkmak üzere adımımı attım...


    🎈Günlüğün ilk bölümünü okumak isterseniz tıklayabilirsiniz😊

     🎈Devam edecek😊

         🎈Görseli yapay zekayla oluşturdum😊

      


Yorumlar

  1. Her şeye karşısın demiyorum. Ortaya döktüklerini eleştirmiyorum da. Çünkü bu yazıdaki eleştirilere, şikayetlere hem büyümek hem de farkındalık diyoruz sonuçta. E bu da fena bir şey değil:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumunuz için çok teşekkür ederim😊Farkındalık ve büyümek biraz geç geldi ama böyle olmasında da bir hayır vardır, bence de dediğiniz gibi ''bu da fena bir şey değil'' 😊

      Sil
  2. Sihirli değnek ve pişmanlıkla ilgili söylediklerine katılıyorum. Benim de düzeltmek istediğim çok şey. Kimileri hayatta hiç pişmanlık duymam diyor ya bana kibirli bir laf gibi geliyor. Hayatta mesela en az bir kişinin bile kalbini kırmışızdır ve bu da pişman olmayı gerektirir.
    İçinden geldikçe yazmak bence de en iyisi. Ben de öyle yapıyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 ''Hiç pişmanlık duymadım'' cümlesi bana göre değil, açıkçası ben pişmanlık duyuyorum bazı şeylerden. Herkesin yaşantısına göre değişebilir tabii bu durum ama benim açımdan pişmanlık duyduğum şeyler var. Yazmak hep iyi geliyor😊

      Sil
  3. Bazen ben de düşüncelere dalıyorum, aklıma kelimeler, cümleler geliyor. Bunları ara vermeden yazarsam kendimi daha iyi ifade ediyorum ve paylaştığım için de hafiflemiş hissediyorum. Zaman geçince aynı hissi ve düşünceleri yakalamak pek kolay olmuyor. O yüzden ben de yazmam gerekiyor diye değil de böyle anlarda yazıyorum.
    Yazının büyük bir kısmında benim de hissettiğim şeyleri okudum. Pişmanlık konusunda eskiden ben de böyle düşünüyordum. Ancak zaman geçtikçe unutuyoruz ya da daha normal geliyor sanırım. Bu da üzerine düşünecek bir konu olabilir benim için :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumunuz için çok teşekkür ederim😊 Böyle anlarda yazmak insanı rahatlatıyor, konuşup paylaşmışım hissi veriyor bana her zaman. Pişmanlık konusunda pek unuttuğumu söyleyemem, kedime kızıyorum bazı şeyler için. Keşke olmasaydı bazı şeyler diye düşünüyorum🙃

      Sil
  4. Belki de bazen salmalıyız. Sadece bırakmalı ve kurabiye falan yemeliyiz. İnsanın da sınırları var, neden bu sınırı geçmişle zorlayalım ki diye düşünüyorum. İlla zorlayacaksak, şu anımızla zorlayalım. Bunu ben de kulağıma küpe yapayım bu arada, yazınca anlamlı geldi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 Kesinlikle bazen bırakmalı ve kurabiye yemeliyiz, sana katılıyorum bu konuda. İçinde bulunduğun anı en iyi ve güzel şekilde yaşamak en güzeli ama geçmişte yaşanan bazı şeyler tatsızlık veriyor bazen🙃

      Sil
  5. Sen de her şeye karşısın :) Kavanozun içinde bölümünü sevdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 Evet her şeye karşıyım, her şeye evet demeyi sevmiyorum😊

      Sil
  6. Biz biz yapan hatalarımızdan çıkardığımız dersler ve bizden dışarıya güzellikler olarak yansıyor diye düşünüyorum.. Hata yapmadan olgunlaşamıyoruz maalesef tıpkı yürümeyi yeni öğrenen minik tatlişkolar gibi düşe kalka büyüyoruz bizde..
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumunuz için çok teşekkür ederim😊 Evet doru söylüyorsunuz hata yapmadan bazı şeyleri anlamıyoruz, olgunlaşamıyoruz ama bazı hatalar yapılmamalı. Sonrasında büyük pişmanlık bırakıyor, benim için öyle. Bence bazı şeyleri o hataları yapmadan da anlayabiliyoruz ama nedense kendimizi kandırıyoruz o an için🙃
      Tatlı sevgiler😊

      Sil
  7. Aniden gelen ilham gibi olan cümlelerimi bir yere not etmezsem benimkilerde yok oluyor canım yalnız değilsin :)
    Benim insanlardan gelen olumsuzluklara kendimi kapatmakla ilgili bir formülüm var herkese tavsiye ederim, şöyle ki; Zihnimde ayaklarımdan kafamın üstüne kadar uzanan açık bir fermuar hayal ediyorum ve sonra onu aşağıdan yukarı doğru kapatıyorum. Ruhsal bir korunma ve kapanma da diyebiliriz :) Çok işe yarıyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 Aniden gelen ilham cümleleri yok olmamalı, çünkü bir daha büyülü cümleyi bulamıyorsun.
      Senin formülünü çok sevdim canım, çok güzel ve etkili bir yöntem bence😊

      Sil
  8. Sevgili Balkabağı Perisi, yazınızı gördüm ama okuyamadım. Sakin bir zamanda yazınızı sindire sindire okumak için geleceğim sayfanıza. Görüşmek üzere...😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumunuz için çok teşekkür ederim😊 Çok naziksiniz, çok teşekkür ederim, ne zaman isterseniz beklerim😊

      Sil
  9. Günlük olarak bile ruh halimiz değişebiliyor.Çok güzel bir yazı olmuş, kalemine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim😊 Kesinlikle ruh halimiz çok değişiyor, beğenmene sevindim😊

      Sil
  10. Kavanozun içine dilek kağıtları atılır ya ben öyle bir şey sandım ilk başta :) baktım daha farklı burdaki durum. Bir nevi iç döküş. Bunu her zaman her şekilde yapmalıyız, içimizde kalmamalı söyleyeceklerimiz. Bugün böyle, İlerde daha da keyifli şeyler yazarsın her şey dengelenir.
    Sağlık ve afiyet diliyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumunuz için çok teşekkür ederim😊 Aslında başlığa bakılınca öyle bir havası da var, haklısınız😊 Bu seriyi içimden geldiği gibi öyle yazıyorum, iyi geliyor, teşekkür ederim. Tatlı sevgiler😊

      Sil
  11. Yok, hiç de bile değil, her şeye karşısın demiyorum. :)
    Siz, duyguları hassas, yanlışa yanlış diyen, hisleri doğrultusunda hareket etmek isteyen birisiniz bana göre.
    Satır aralarına yazdığınız pişmanlık, kader, suçlama, zorunluluk gibi psikolojiyi etkileyen olaylar örgüsü konularında size katılıyorum. Bu yazınızı okurken aklıma gelen ilk düşünce; insan psikolojisi konulu bir panel olsa, konuşmacı bunları anlatsa, dinleyicilere ders niteliğinde olurdu bence.
    İlk paragraftaki sorunuza cevap vermeyi isterim. Günlük tutmuyorum ama yayınlamaya hazırladığım blog sayfama yerleştirdiğim fotoğraf karelerime neler yazacağım iş, güç yaparken aklıma üşüşüyor, sonra yazmaya gelince unutmuş olduğumu farkediyorum. :))
    İçtenlikle yazılmış bu günlük yazınızın devamını bekliyorum. Anlatım ve harika ötesi paylaşım için teşekkür ediyorum size. Gönlünüz dert görmesin sevgili Balkabağı Perisi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumunuz için çok teşekkür ederim😊 Duygularım hassas ve bazen fazla duygusal olduğumu söylemeliyim🙃 İnsan psikolojisi konulu bir panelde gerçekten de konuşulabilir bunlar, kesinlikle size katılıyorum. Pişmanlık konusu biraz hassas ama ben herkesin aksine pişmanlık duyduğum şeyleri söylüyorum ve keşke olmasaydı diyorum, bu konuya bakış açım biraz farklı.
      Bazen ben de unutuyorum yazacağım şeyleri🙃
      Beğenmenize çok mutlu oldum. Sizin yorumlarınızı da çok seviyorum, içtenlikle yazdığınız o kadar belli ki. Mutlu oluyorum yorumlarınızı okuyunca, teşekkür ederim😊

      Sil
  12. Bence kendini bu kadar anlamaya çalışan, sorular sorup cevaplar arayan, düşünen biri mutlaka aradığını bulacak gelişecektir, gayet keyifle okudum canım, eline sağlık. Bu arada görsele de bayıldım, senin kadar olmasa da çok tatlı:)) sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı yorumun için çok teşekkür ederim canım😊 Anlamaya mı çalışıyorum? Yoksa iyice karmaşıklaşıyor muyum? Bilmiyorum ama yavaş yavaş bulacağım sanırım😊 Beğenmene çok sevindim. Görseli ilk bölümü yazdığımda yapay zekayla yaptım😊 Tatlı düşüncen için ayrıca teşekkür ederim😍

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DokuzDolambaç

                                   Öykü okumayı sever misiniz?                İçinde öyküler olan çok güzel bir kitap😊📙                       Kitap Perisi'nin Sevdiği Alıntılar 😊        😊 ''Arabanın bu kadar eski püskü olacağı aklıma gelmemişti. Bir saatlik yol demişlerdi ama yolun bundan çok daha uzun süreceğini arabayı görür görmez anlamıştım.''        😊''Kokusuz, duru ve taze bir hava  vardı, aydınlıktı. Güneş sevecendi. Belki bir esinti bile vardı. Yeşil yapraklar görülebiliyordu çevrede.''         😊''Yüzünü bir bana, bir denize dönerek konuşuyor. Kendimi onun yerine koyuyorum. Ben oyum ama aynanın karşısında kendime bakıyorum bir yabancı olarak.''         😊''Düşüncelerinde ölümün hiç yeri olmamıştı. Gençti. Öyle olsa bile, yani ölebilirse bile, sihirbazlık yapamamaktansa yaşamayı tercih edeceğini düşündü.''         😊''Yazılar sağa sola kaçışmayı bıraktılar ama onları çözemedim. Onlar kendi kendile

Merhabaaa, Ben Balkabağı Perisi

    Yeniden buradayım. Bloğu, yazı yazmayı özledim. Bloğumu çok seviyordum ama bazen yaşanan bazı şeyler bir anlık fevri bir kararla dönüyor bana. Biraz zor zamanlar geçirdiğim için, bir anda kapattım bloğu. Ara ara böyle dönemlerim oluyor evet. Bazı şeyler düzeliyor, bazı şeylerin düzelmesi biraz zaman alıyor. Bu konu hakkında fazla konuşmak istemiyorum. Şimdi buradayım, geldimm😊 Çok heyecanlıyım. Bu yazıyı yazarken içim içime sığmıyordu. Yorumlarınızı özledim.     Yeniden yazılarımla ve sizlerle olmak iyi gelecek.  ‘’Bloğun büyülü bir havası var.’’ derdim hep. Hala aynı düşüncedeyim. Blog bana mutluluk veriyor. Kötü zamanları unutmak için burada olmak daha iyi ama bazen de içime kapanıyorum, her şeyden uzaklaşmak istiyorum.     Bu blogta sadece kitap yorumlarımı değil, genel olarak her şeyi paylaşmayı düşünüyorum. İçimden geldiği gibi aklıma geleni yazmayı düşünüyorum.     İngilizce öğrenmeye başladım. Telefonuma Duolingo programını indirdim ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi baştan baş

Genç Bir Doktorun Anıları

                                                                    ''Evinize gidin doktor...''          Genç bir doktorun fakülteden mezun olduktan sonra bir köye hekim olarak atanması ve burada yaşadığı zorlu günle                         Kitap Perisi'nin Sevdiği Alıntılar   🩺 ''Adamın şapkası yoktu, koyun postundan düğmeleri iliklenmemiş bir palto giymişti, keçeleşmiş sakalları ve gözlerinde de sanki çılgınca bir ifade vardı.'' 🩺 ''Genç bir doktor sandalyeden kalktı beni karşılamak üzere. Bir an, bitkin ve şaşkın gözlerinde benim de onun kadar genç olmamdan dolayı küçük bir hayret belirtisi gördüm. Gerçekten de aynı kişinin iki ayrı portresi gibi benziyorduk birbirimize, hatta aynı yaştaydık da.''   🩺 ''Bir dakika sonra fırtınanın kar tanelerini bir şeytan gibi uçuşturup yüzüme çarptığı bahçeden geçerek odama koştum ve dakikaları sayarken bir kitaba sarıldım, sayfalarını çevirip trakeotomiyi gösteren bir çizim buldum.&#