Genç Bir Doktorun Anıları

                     

                                              ''Evinize gidin doktor...''

         Genç bir doktorun fakülteden mezun olduktan sonra bir köye hekim olarak atanması ve burada yaşadığı zorlu günle

                        Kitap Perisi'nin Sevdiği Alıntılar  

🩺''Adamın şapkası yoktu, koyun postundan düğmeleri iliklenmemiş bir palto giymişti, keçeleşmiş sakalları ve gözlerinde de sanki çılgınca bir ifade vardı.''

🩺''Genç bir doktor sandalyeden kalktı beni karşılamak üzere. Bir an, bitkin ve şaşkın gözlerinde benim de onun kadar genç olmamdan dolayı küçük bir hayret belirtisi gördüm. Gerçekten de aynı kişinin iki ayrı portresi gibi benziyorduk birbirimize, hatta aynı yaştaydık da.''

 🩺''Bir dakika sonra fırtınanın kar tanelerini bir şeytan gibi uçuşturup yüzüme çarptığı bahçeden geçerek odama koştum ve dakikaları sayarken bir kitaba sarıldım, sayfalarını çevirip trakeotomiyi gösteren bir çizim buldum.''

 🩺''Aslında çok olmadı okuyalı. Üstelik her kelimeyi özümseyerek, tüm parçaların bütün ile ilişkisini, tüm yöntemleri zihnimde canlandırarak satırların altlarını da çiziyordum. Okurken bütün okuduklarım aklıma kazınıyor gibi geliyordu.''

 🩺''Hiçbir şey bilmiyorum, rastgele hareket ediyorum aslında. Şimdiye kadar şansım yaver gitmiş, hayret verici biçimde sağ salim sonuçlanan işler çıkarmıştım, ama bu sefer şans benden yana değildi.''

 🩺''Bir yıl geçti, yeni bir yıl daha geçecek ve bu da geçen yıl gibi bir yığın sürprizle dolu olacak. Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.''

 🩺''Akıllı insanlar mutluluğun sağlığa benzediğini çok önceden fark etmiştir: Mutluyken fark etmezsiniz; ama yıllar geçtikçe, geçmişte kalan mutluluğunuza ilişkin anılar, ah, anılar!..''

 🩺''Etraftaki sessizlik bütün dünyada bir tek ben ve lambam varmış gibi hissettiriyordu. Uzaklarda bir yerlerde hayat fırtınalı bir şekilde, hızla devam ediyor; fakat benimse yalnızca pencereme vuran, tıkırdatan ve sonra da hiç fark ettirmeden sessiz kar tanelerine dönüşen yağmur damlalarım vardı.''

 🩺''Aslında diyelim, frengiden daha kötü bir hastalık değilse, neden kendisi buraya gelmiyor ki? Ben neden tipinin içinde ona yetişmek zorunda kalıyorum? Ne yani, bir gecede onun frengisini mi tedavi edeceğim? Ya da gırtlak kanserini? Hem ne kanseri olacak onda!''

 🩺''Bir saat sonra normale döndüm. Düşüncesiz davranıp kabalık ettiğim için özür de diledim tabii. Bu hale nasıl geldim, kendim de bilmiyorum. Daha önce nazik bir insandım.''

      Kitap, 157 sayfa, karton kapaklı, Türkiye İş Bankası Yayınları'na ait baskısı. Rusça aslından çeviren Tuğba Bolat. Kitap kapağı konuyla çok ilgili ve güzel olmuş bence. Dili akıcı anlaşılır. Farklı bir kelime olduğu zaman sayfanın alt kısmında açıklaması yer alıyor; İş Bankası Kültür Yayınları'nın en sevdiğim özelliklerinden biri bu. Yazardan okuduğum ilk kitap.  Sayfa sayısı az olduğu için bir günde bitirdim. 

       Kitapta vurgulanmak istenen bir nokta var, ne kadar okulunda okusanız, kitapları tekrar tekrar okusanız da pratik yapmadan, gerçekten tam anlamıyla o işin başına geçmeden anlamak imkansız. Okuduğunuz okulu dereceyle bitirseniz de çalışmaya başlayınca ve sorunlarla baş başa kalınca her şey çok farklı oluyor. Çalışmaya başlayınca belli bir zaman geçince tecrübe kazanıyorsunuz. Bu herkes için böyle. Ben çalışmaya başladığım ilk günü hatırlıyorum, ne yapacağımı bilmez bir haldeydim ama biraz zaman geçince kendimi çok daha rahat hissettim, çünkü öğrenmeye başlamıştım ve işi anlamıştım.

      Bu kitapta genç bir doktorun tecrübesizliği çok güzel anlatılmış. Duygu karmaşası çok iyi yansıtılmış. Kendi iç dünyasındaki savaşı ve bir şeyler yapmaya çabalaması çok güzeldi. Hastalarına bakarken iç dünyasında kafasından geçirdiği düşünce anları hoşuma gitti. 

      Yalnız o zamandan bu zamana değişmeyen bir şey var ve bu çok üzücü. Her şeyi bildiğini sanan cahil insanlar. Doktora gidip yine de doktoru dinlemeyen, tepki gösteren insanlar. Bu zamanda da pek bir şey değişmedi. Doktorlara hakaret, saygısızlık, şiddet... Çok ama çok üzücü şeyler ve hepsi eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Cahil insanlarla uğraşmak kadar zor bir şey yok sanırım. 

 

       Kitabı hiç sevmedim. Okurken sıkıldım. Çok sevilen ve beğenilen bir kitap, sizlerin düşünceleri farklı olabilir.  Benim sevmememin sebebi psikolojik. Hastalıklarla ilgili bir şey duymak istemiyorum. Tıbbi terimler bana fazlasıyla negatiflik veriyor. Mesela ''trakeotomi'' sözcüğünü duymaya hiç tahammülüm yok. (Yaşadıklarımdan kaynaklı) 

      Kitabı biraz daha genel bir havada geçecek gibi düşünmüştüm. Kitabı almayı da uzun süre erteledim. Hatta geçen gün instagramda hikayemde ''sanırım tek okumayan ben kaldım'' diye kendimle dalga geçtim😊

         Kitap, A Young Doctors Notebook adında diziye uyarlanmış. Toplamda 2 sezon ve 4'er bölümden oluşuyor ayrı ayrı.  Başrollerinde Harry Potter filmlerinden tanıdığınız Daniel Radcliffe oynuyor. Ben izlemeyi düşünmüyorum ama ilginizi çekerse bakın😊 

        

            Balkabağı perisi keyifli okumalar diler😊